fbpx

İklim Değişikliği Kanununun Türkiye Üzerindeki Potansiyel Etkileri

Türkiye, dünya genelinde iklim değişikliğinin etkilerinin giderek daha fazla hissedildiği bir coğrafyada yer almaktadır. Artan sıcaklıklar, kuraklık, sel ve aşırı hava olayları gibi iklim değişikliği kaynaklı sorunlar, çevresel, ekonomik ve toplumsal açıdan ciddi tehditler oluşturmaktadır. Bu bağlamda, 3 Şubat 2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Çevre Komisyonu tarafından kabul edilen İklim Değişikliği Kanunu Taslağı, ülkemizin iklim değişikliği ile mücadele konusunda atacağı önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.

  1. Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılması

İklim değişikliğinin en temel sebeplerinden biri, sera gazlarının atmosferdeki artan konsantrasyonudur. Türkiye, özellikle sanayi sektörü, enerji üretimi ve ulaşımda yüksek sera gazı emisyonlarına sahip bir ülkedir. İklim Değişikliği Kanunu, sera gazı emisyonlarının azaltılmasını hedefleyen kapsamlı düzenlemeler sunmaktadır. Bu düzenlemeler sayesinde, fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edilmesi, enerji verimliliği projelerinin uygulanması ve yeşil teknolojilerin yaygınlaştırılması gibi stratejiler devreye girecektir.

Emisyonların azaltılması, iklim değişikliğinin hızını yavaşlatacak ve çevresel felaketlerin önüne geçilmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca, uluslararası çevre standartlarına uyum sağlanarak Türkiye’nin küresel çevre politikalarındaki rolü güçlenecektir.

  1. Yenilenebilir Enerjiye Geçişin Teşvik Edilmesi

İklim Değişikliği Kanunu, Türkiye’nin enerji yapısını dönüştürmek amacıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretimi artırmayı öngörmektedir. Güneş, rüzgar, hidroelektrik ve biokütle gibi temiz enerji kaynakları, karbon salınımını azaltmak ve enerji bağımsızlığını artırmak için kritik öneme sahiptir. Bu kanunla birlikte, yenilenebilir enerji yatırımları teşvik edilecek ve bu sektördeki yerli üreticilere yönelik destekler sağlanacaktır.

Yenilenebilir enerjiye geçiş, hem çevresel hem de ekonomik faydalar sağlayacaktır. Karbon salınımının azalmasıyla hava kalitesinin iyileşmesi, doğal kaynakların korunması ve enerji maliyetlerinin düşmesi sağlanacaktır. Bu adım, aynı zamanda Türkiye’nin enerji ithalatına olan bağımlılığını da azaltarak, dışa bağımlılığı azaltacaktır.

  1. Sürdürülebilir Tarım ve Su Yönetimi

Tarım sektörü, iklim değişikliğinden doğrudan etkilenen bir sektördür. Artan sıcaklıklar, su kaynaklarının azalması ve olumsuz hava koşulları, verimlilik kayıplarına yol açmaktadır. İklim Değişikliği Kanunu, tarım sektörüne yönelik çeşitli düzenlemeler getirerek sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Özellikle suyun verimli kullanımı, sulama sistemlerinin modernize edilmesi ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik politikalar öne çıkmaktadır.

Bu düzenlemeler, tarımın sürdürülebilirliğini artırarak, yerel üreticilerin daha verimli çalışmalarını sağlayacak ve ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır. Ayrıca, su kaynaklarının daha etkin bir şekilde yönetilmesi, kuraklık gibi iklim kaynaklı felaketlerin önüne geçilmesine yardımcı olacaktır.

  1. Yeşil Binaların Yaygınlaştırılması

İklim Değişikliği Kanunu, inşaat sektöründe yeşil binaların teşvik edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu, enerji verimliliği yüksek, düşük karbon salınımı yapan ve çevreye duyarlı binaların inşa edilmesini sağlayacaktır. Ayrıca, mevcut binalarda enerji verimliliği iyileştirmeleri yapılması yönünde teşvikler de yer almaktadır. Bu sayede, konut sektörü ve ticari binalarda daha sürdürülebilir yapılar ortaya çıkacaktır.

Yeşil bina uygulamaları, enerji tüketimini azaltarak, hem çevresel hem de ekonomik fayda sağlayacaktır. Tasarruf sağlanarak maliyetler düşürülecek, binaların ömrü uzatılacak ve daha sağlıklı yaşam alanları oluşturulacaktır. Aynı zamanda, inşaat sektörü için yeni iş fırsatları ve teknoloji geliştirme alanları ortaya çıkacaktır.

  1. İklim Değişikliği Adaptasyonu ve Afet Yönetimi

Türkiye, iklim değişikliğinden dolayı daha fazla doğal afete maruz kalmaktadır. Sel, kuraklık, fırtına gibi iklim kaynaklı felaketler, halk sağlığını ve altyapıyı tehdit etmektedir. İklim Değişikliği Kanunu, iklim değişikliğine adaptasyonu güçlendirecek ve afet yönetimi alanında kapsamlı planlar geliştirilmesini sağlayacaktır. Bu planlar, yerel yönetimler ve devlet kurumları arasındaki koordinasyonu artırarak, afetlere karşı daha dirençli bir toplum oluşturulmasına katkı sağlayacaktır.

Afetlerin etkilerini en aza indirgemek, ülke genelindeki ekonomik kayıpların önlenmesine ve halk sağlığının korunmasına yardımcı olacaktır. Aynı zamanda, afetlere karşı hazırlıklı bir toplum oluşturulacak ve olası felaketler sonrası hızlı ve etkili müdahaleler mümkün olacaktır.

  1. Yeşil İş Gücü ve İstihdam Oluşturulması

İklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilir kalkınma, yeni iş alanlarının doğmasına zemin hazırlamaktadır. İklim Değişikliği Kanunu, çevre dostu teknoloji geliştirme, enerji verimliliği projeleri, yenilenebilir enerji sektörü ve çevreye duyarlı altyapı projeleri gibi alanlarda yeni istihdam olanakları oluşturmayı hedeflemektedir.

Bu süreç, yeşil iş gücü oluşturacak ve Türkiye’nin iş gücü piyasasında sürdürülebilir iş alanlarının büyümesine katkı sağlayacaktır. Ayrıca, çevre teknolojileri ve inovasyon konusunda uzmanlaşmış yeni nesil mühendisler ve bilim insanları yetişecektir.

  1. Uluslararası İtibar ve Yatırım Çekme

İklim değişikliği ile mücadele, uluslararası alanda giderek daha önemli bir konu haline gelmektedir. Türkiye’nin iklim değişikliği konusunda attığı adımlar, ülkenin küresel çevre politikalarındaki rolünü güçlendirecek ve uluslararası arenada itibar kazanmasını sağlayacaktır. Ayrıca, yeşil enerji projelerine yapılacak yatırımlar ve çevre dostu projelerin teşvik edilmesi, ülkemize yabancı yatırımcıların ilgisini çekebilir.

Türkiye, iklim değişikliği konusunda atacağı adımlar sayesinde uluslararası iş birliği ve finansman desteği alabilir, yeşil ekonomi alanında gelişerek daha güçlü bir ekonomik yapıya kavuşabilir.

İklim Değişikliği Kanunu, Türkiye için büyük bir fırsat sunmaktadır. Bu kanun, çevresel sürdürülebilirliği sağlamanın yanı sıra, ülkemizin ekonomik yapısını dönüştürme potansiyeline sahiptir. Yenilenebilir enerji yatırımlarının artırılması, yeşil teknolojilerin yaygınlaşması, afetlere karşı dirençli bir toplum oluşturulması gibi alanlarda Türkiye, hem çevresel hem de ekonomik açıdan büyük kazanımlar elde edebilir. Bu kanunun uygulanması, yalnızca bugünün değil, gelecek nesillerin de sağlıklı bir çevrede yaşamını sürdürebilmesi için kritik bir adımdır.

 

İlker KURAN

Alperen Mühendislik Ltd. Şti.